egegen Trend Raporu – 48 / Ekim 2021
Facebook Şirketinin Yeni Adı Meta! Markaların dijital dünyadaki vitrinlerinden, kişi profillerinin hem haber ihtiyacını karşılayan hem arkadaşlık ağı olarak kullandığı dünyanın en büyük sosyal medya ağlarından Facebook, şirket adını Meta olarak değiştirdi.
Facebook Şirketinin Yeni Adı Meta!
Markaların dijital dünyadaki vitrinlerinden, kişi profillerinin hem haber ihtiyacını karşılayan hem arkadaşlık ağı olarak kullandığı dünyanın en büyük sosyal medya ağlarından Facebook, şirket adını Meta olarak değiştirdi.
Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, yaptığı açıklamada şirket adının Meta olarak değiştirildiğini duyurdu. İsim değişikliği sadece ana şirketi kapsayacak. Şirket bünyesindeki kuruluşlar; Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi sosyal ağlarından isimlerinde bir değişiklik olmayacak.
Zuckerberg, konferans konuşmasında; ‘’Mevcut uygulamalarımız ve markaları değişmeyecek. Şirketin yeni adı yani meta evreninin, kolektif olarak kullanıma sunulacak sanal bir dünyanın yaratılmasına hizmet etmesi amacıyla belirledik.’’ Şeklinde ifade etti.
Tüm dünyada isim değişikliğine gidilmesinin asıl sebeplerinden biri olarak; eski bir şirket çalışanı olan Frances Haugen’in ifşaları nedeniyle gelen eleştirilerden kurtulma çabası olarak yorumlandı.
Facebook ve Instagram kullanıcılarının genel olarak yeni ismi çok beğenmediği ifade edilse de aslında kullanıcıları etkileyen bir durum olmadığı da aşikâr.
Eminiz ki; mevcut isimlerin her biri değişse de ve hatta sunduğu özellikler baştan aşağıya güncellese de çağın gerekliliğinin kaçınılmaz sonucu olarak ‘’alışma’’ sürecini kısa bir zamanda atlatıp, ezber etmeye devam edeceğiz.
Zoom, Ücretsiz Kullanıcılara Reklam Göstermeye Başlıyor!
Covid – 19 salgını ile birlikte hepimizin malumu olduğu yeni alışkanlıklarımız var artık. Bunlardan bir tanesi Zoom! Toplantılar, sunumlar, yıllık raporlar / stratejiler, en küçük projesinden en büyük bütçeli işlere kadar her şey bu süreçte Zoom üzerinden ilerledi. Öyle ki; sadece iş hayatına girmekle kalmadı. Çocukların, torunların ya da bir tanıdığın orta yaş üzerindeki kişilerin telefonuna uygulamayı yükleyerek bayram görüşmeleri dahi yapıldı.
En çok tercih edilen video konferans platformlarından biri olmasının sebebi ise; temel üyeliğe sahip ücretsiz Zoom kullanıcılarına bu zamana kadar reklam gösterilmemiş olmasıydı.
Tabii ki bu kadar sık kullanılan ve kısa süre içerisinde bu denli yaygın kullanıma sahip olan platform bir süre sonra tavır değişikliğine gitmesi kaçınılmazdı.
Çok da beklememize gerek kalmadan Zoom kendi blog gönderisinde ücretsiz yani Temel üyelikteki kullanıcılara reklam göstermeye başladığını duyurdu.
Belirlenen ülkelerde uygulamaya geçildiği bilgisine sahip olsak da şu an hangi ülkelerde uygulandığı bilgisine sahip değiliz.
Paylaşılan bilgilere göre eğer siz bir ücretsiz kullanıcıysanız ve başka bir ücretsiz kullanıcının toplantısına katılırsanız bu reklamları göreceksiniz.
Zoom’un CMO’su Janine Pelosi, yatırımları desteklemek ve ücretsiz kullanıcıların platformuma erişim sağlamaya devam etmesi için reklam göstermeye başlamaları gerektiğini belirtti.
Toplantı sırasında reklam gösterilmeyeceği belirtilse de sık kullanıma sahip bir platformun reklam göstermeye başlaması dijital dünyada konuşulmaya değer haberlerden biri olarak karşımıza çıktı.
Herkese Kendi Dijital Giysisini Tasarlama İmkanı Veren Yepyeni Bir Platform: The Fabricant Studio
Hollanda merkezli The Fabricant, “merkesiz bir moda evi” olma iddiasıyla kurduğu The Fabricant Studio ile herkesi dijital giysi tasarlamaya davet ediyor. Platform, kullanıcıların metaverse’de giysi tasarlayabilmesinin yanı sıra bunları kendilerinin de giyebilmesi ve hatta satabilmesi için yaratılmış bir çevrim içi tasarım stüdyosu. Amaç bir yandan da bu alanda üretim yapmak isteyen yaratıcı insanların önünü açmak ve sanal moda tasarımını dünyanın her yerinden herkes için erişilebilir kılmak.
Çevrim içi stüdyo, teknolojiden anlamayan moda hayranlarının 3B tasarım yazılımı bilgisine ihtiyaç duymadan dijital moda giysiler oluşturmasına da olanak tanıyor. Dijital giysiler yaratma süreci, moda markalarının ve tasarımcıların platform için yarattığı 3 boyutlu şablonlar, başka bir deyişle ana giysiler üzerinde başlıyor. Kullanıcılar bu ana giysileri; dijital kumaşlarla, süslemelerle ve aksesuarlarla özelleştirebiliyor. Bununla birlikte, her giysinin yalnızca bir versiyonu yapılabiliyor. Dolayısıyla her parça “son derece değerli birer dijital couture” haline geliyor. Tamamlandığında, her parça bir NFT olarak basılıyor ve arkasındaki kullanıcı ana giysinin tasarımcısıyla birlikte yaratıcılar olarak kabul ediliyor. Satışlardan elde edilen telif hakları, daha sonra yaratılmasında yer alan herkes arasında eşit olarak bölünüyor.
The Fabricant Studio’nun yeni sezonu 30 Kasım’da başlayacak ve herkesin katılmasına açık olacak. Her sezon çeşitli disiplinlerden markalar, sanatçılar ve yaratıcılar, ana giysileri bırakmaya davet edilecek.
Çok Daha Hafif Bir Instagram Deneyimi
Facebook, telefonlarda daha az yer kaplayan ve öncesine göre çok daha az mobil veri harcayan bir Instagram deneyimi için kolları sıvadı! Sadece 2 MB indirme dosyasına sahip olacak Instagram Lite, ilk olarak Hindistan’da test edilmeye başlandı.
Mobil verinin ulaşılabilirliğinin sınırlı ya da ekonomik olarak zor olduğu ülkelerde, görsel açıdan zengin Instagram gibi uygulamalar kullanıcılar için sorun yaratıyor. Çünkü bu tür uygulamalar çok sayıdaki video ve fotoğraf içeriği nedeniyle yüksek miktarda mobil veri tüketiyor.
Bu engeli aşmak için uygulamalarının “Lite” versiyonlarını çıkaran sosyal medya platformları, böylelikle bu pazarlarda daha iyi tutunabiliyor.Instagram Lite için test amacıyla ilk olarak Hindistan’ın seçilmesi de aynı duruma güzel bir örnek. Düşük veri tüketecek olan Instagram Lite uygulaması, dolayısıyla kullanıcıların cebini de daha az yakacak.
Instagram’ın hızlı ve güvenilir çalışacağını söylediği yeni uygulama Instagram Lite; Reels, Alışveriş ve IGTV özelliklerini barındırmayacak. Veri nedeniyle uygulamaya ulaşamayanlar için şimdilik makul bir taviz olarak görülebilecek bu eksikliklerin büyük olasılıkla uygulama indirmelerini olumsuz etkilemeyip kullanıcı sayısını artırması planlanıyor.
Instagram, web sürümünden video yüklenebilen güncellemeyi yayına aldı
Instagram kullanıcıların uzun süredir heyecanla beklediği güncellemeyi bugün yayınladı. Artık Instagram’a web sürümü üzerinden de fotoğraf ve video eklenebilecek.
Bir süredir çeşitli ülkelerde kullanıcılar Instagram’ın web sürümü üzerinden fotoğraf ve video ekleyebiliyordu. Beklenen bu güncelleme Türkiye’deki kullanıcılar için de aktif edildi.
Web sürümü üzerinden paylaşım yapabilmek, özellikle Business hesabı kullananların en çok talep ettikleri güncellemelerden biriydi.
Sürdürülebilir ayakkabı markası Allbirds, karbon ayak izi hesaplayıcısını diğer markalarla paylaşma kararı aldı
Silikon Vadisi’nde oldukça popüler olan sürdürülebilir ayakkabı markası Allbirds, karbon ayak izi hesaplayıcısını diğer markalarla paylaşma kararı aldı. Marka, karbon ayak izlerini azaltması için bir çağrı niteliği taşıyan hizmetini diğer markalara ücretsiz olarak verecek. Özellikle Silikon Vadisi’nde oldukça popüler olan Allbirds, SCS Global Services ile ortaklaşa oluşturduğu araç ile hazır giyim endüstrisinde sürdürülebilir bir gelecek yaratmayı hedefliyor.
Allbirds Tim Brown ve Joey Zwillinger tarafından 2014 yılında kuruldu. Kurucuların amacı logosu dahi olmayan “dünyanın en rahat sürdürülebilir spor ayakkabısı“nı üretmekti. Allbirds Sürdürülebilirlik Başkanı, “Ürün kullanımı, kullanım ömrü sonu ve kurumsal emisyonları içeren ayak izimizde gerçekten beşikten mezara yaklaşımını benimsedik” diyerek bunun nedenini anlatıyor. Şirket, ürün başına karbon ayak izini 2025’in sonuna kadar yüzde 50 ve 2030’a kadar yüzde 95 azaltmayı taahhüt ediyor.
Yapılan araştırmalara göre bir spor ayakkabı üretilirken ortalama karbon ayak izinin 12,5 kilo. Ama Allbirds ürünleri bu oranı 7,6’a düşürüyor. 2020’nin Mayıs ayında şimdiye kadarki en düşük karbon ayak izine sahip spor ayakkabısını üretmek için küresel spor ayakkabı pazarının en güçlü oyuncularından biri olan Adidas ile ortaklık yaptığını duyurmuştu. Bu ortaklıkta amaç, üretim ve tedarik süreçlerini yeniden tasarlanmasını sağlamak yani sürecin her bir aşamasındaki karbon miktarını en aza indirgemekti. İki marka arasında yapılan bu ortaklık, sürdürülebilir ürün üretebilme ihtimalinin olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.
Intagram’da Canlı Yayınlar Artık Planlanabilecek!
Instagram, içerik üreticilerin canlı yayınları 90 güne kadar planlamasını sağlayacak. Şirket bu yeni özellik ile birlikte canlı yayın konuklarının yayın öncesinde prova yapmasını sağlayan “Practice Mode” özelliğini de yayına almaya hazırlanıyor.
YouTube’da gördüğümüz canlı yayınları planlama özelliği Instagram’a geliyor. Instagram, bundan böyle içerik üreticilerin canlı yayınları 90 güne kadar planlamasını sağlayacak. Kullanıcılar planlanan canlı yayını yine Instagram üzerinden paylaşarak takipçilerine duyurabilecek.
Bu yeni özellik ile birlikte “Practice Mode” isimli bir özelliği de yayına almaya hazırlanıyor. Practice Mode sayesinde içerik üreticiler, canlı yayın konukları ile birlikte yayın öncesinde prova yapabilecek.
Yeni canlı yayın planlama özelliği dünyanın her yerinden içerik üreticilere açılacak. İçerik üreticiler, canlı yayının planladıktan sonra planlanmış içeriği Hikayelerde ve Akışta paylaşabilecek. Planlanmış canlı yayını gören takipçiler ise hatırlatıcı özelliğini açarak canlı yayın başlamadan önce bildirim alabilecek.
Bir süre önce IGTV konusunda geri adım atan Instagram, Canlı yayınları önemsemeye devam ediyor. IGTV ile akıştaki videoları yeni bir sekme altında birleştiren şirket, görünen o ki; Canlı yayın içerik formatına yatırım yapmaya devam edecek.
Twitter’da Yeni Dönem Başlıyor!
Bundan sonra reklamlar, tweetler altında gerçekleşen konuşmaların arasında gösterilebilecek. Reklamlar, bir tweet’in altındaki ilk, üçüncü ya da sekizinci yanıttan sonra kendini gösteriyor.
Şu an da test aşamasında olan gösterim modeli, küresel olarak dünyanın her yerinden kullanıcılar ile test ediliyor. Eğer test sürecine dahil olan kullanıcılar arasında yer alıyorsanız, bir tweet’in altındaki konuşmalar arasında reklamlara rastlayabilirsiniz. iOS ve Android kullanıcılarını kapsayan test sürecinin sonucunda, şirket bu yeni formatı kalıcı hale getirebilir.
Bu yeni format ile şirket, daha kişiselleştirilmiş reklamlar göstermeyi hedefliyor. Falck‘ın paylaştığı örnekte görüldüğü üzere yemek hakkında konuşuyorsanız, kahve reklamı görebiliyorsunuz. Reklamlar, bir tweet’in altındaki ilk, üçüncü ya da sekizinci yanıttan sonra kendini gösterebiliyor.
Twitter, uzun süredir gelir modeli olarak platformundaki reklamlardan kurtulmak istediğini dile getiriyor. Dolayısıyla bu yeni gösterim formatının Twitter için sıra dışı bir adım olduğunu söylenebilir. Yine de reklam gösterimleri ile içerik üreticileri ilişkilendirmek istemesi tam Twitter’a göre bir yaklaşım olduğunu düşünmekteyiz.
Cilt Sağlığı Kontrolü Yapan Akıllı Telefon Aksesuarı: At Ski
Akıllı telefona takarak cilt yüzeyini tarayabildiği At Skin, cilt kanseri dahil pek çok hastalığı erken aşamada tespit etmeyi sağlıyor.
Evde tetkik alanında yapılan yenilikler, salgının da etkisiyle daha sık karşımıza çıkmaya başladı. Teknoloji aracılığıyla uzaktan yapılabilen her şey yalnızca hastaların değil sağlık çalışanlarının da hayatını kolaylaştırıyor. Daha az insanın hastaneye gitmesi, hastanelerdeki virüs yükünü azaltarak daha güvenli bir ortam yaratırken riskli gruptaki ve ileri yaştaki hastalar da tehlikeye atılmamış oluyor. Üstelik gerekli kontrollerin salgın nedeniyle aksatılmasının ve internetteki yanlış bilgilerle hareket edilmesinin de önüne geçilmiş oluyor.
At Skin dermaskopi cihazı gibi çalışıyor…
Lens benzeri bir akıllı telefon aparatı olan At Skin, ciltle ilgili tüm rahatsızlıkları tarayabiliyor. Cildin sağlığını korumak, vücudun geri kalanını sağlıklı tutmak açısından önemli. Borderless Design Consultancy bu gerçekten hareketle; cilt hastalıklarını, enfeksiyonları, kanser DNA’sını, dokuları ve genel cilt sağlığı unsurlarını tarayabilen bir akıllı telefon aksesuarı geliştirmiş.